18 Mayıs 2009 Pazartesi

Mezun Olarak Şenlikler



Mezun olduktan sonraki ilk bahar şenliği de geldi geçti. Açıkçası önceki senelerde olduğu gibi önceden bir iple çekme, sevinç duyma durumum olmadı. Bunun nedenini uzun zamandır kampüste olmamama bağlıyorum. Mezun olduğum 28.Haziran.2008 tarihinden beri genellikle Ankara'da bulunuşuma rağmen ODTÜ'ye heralde 5-6 kezden fazla ayak basmadım. Her gittiğimde de "vay be özlemişim" ilk düşündüğüm, "bu genç cernerasyon kızları da acayip iyi yaa" ikincisi oldu.(Yada tam tersi)

Neyse şenlik geldi çattı, ilk gün olan çarşamba hiç bir öğrencime gitmem gerekmiyordu, böylece bütün günü eskiden olduğu gibi okulda geçirdim. Okula giriş her sene olduğu gibi aramalı ve de maceralıydı. Benim de yanımda, ODTÜ'den olmayan bir alman arkadaş vardı. Ama gayet cool davranarak, bölüme gelen bir misafir olduğunu söyledim ve hiç bir sorun olmadan içeriye ikimizde girdik. Ama bu giriş ve içki araması sırasında önceki yıllarda az mı içki kaptırdık. Sanırım en fenası okula girdiğim ilk sene, hazırlık yılının bahar şenliğinde başıma geldi. Teclübesizliğimizden okula önceden içki sokmamıştık ve arabalı bir arkadaşımla(Ekrem) ilk gün okulun yakınındaki Naz Marketten bira almaya gittik. Tabi bunu öğrenen kankalarımız onlarada almamızı istediler ve pek tabii ki bizde kıramadık, başımıza geleceklerden habersiz. Almışken de 4 günlük alalım, içeri yurtlara koyarız, hergün keyfimize bakarız, hergün git gel olmaz dedik. Adam başı hergün altışar biradan, 4 gün etti 24 civarı bira. 8-9 kişi vardı alacağımız da. 200 den fazla bira aldığımızı hatırlıyorum. Zaten arkadaşın dağcı çantasını almıştık kamufle etmek için biraları, ona rağmen bagajda çantanın arkasında bir kaç kasa bira vardı. Efendim sözü fazla uzatmayayım, markettekiler bizi gammazlamış olacaklar, heralde içerde satacağımızı düşündüler. Girişte güvenlik direk bizi durdurdu, elindeki kağıtta arabanın plakası yazılı, bizi beklemekteymiş, eliyle koymuş gibi buldu biraları. İç hizmetlerden römorklu traktör geldi, biraları içeri doldurlar saydılar bir güzel, bizi de rektörlüğe götürdüler. Orada anladık ki, disipline verilicez, suçumuz da okulda bira satmak!! Arkadaşın arabasının sticker'ı filan da aldılar. Baya bir tırsmıştık. Ama mutlu son, arkadaşın babasının arkadaşı bir bölümde profesörmüş, o araya girdi filan kurtulduk ama biralara okul el koydu. Biralarla ibret olsun diye ODTÜ filan yazmışlardır, sonra da içmişlerder bir güzel iç hizmetlerde çalışan abilerimiz. Eskilere çok gittik, günümüze dönelim. Şaka maka, üstünden 6 sene geçmiş.

Biz alman arkadaşım David ile içeri girdikten sonra diğer kankaları bulduk, ilk sene olduğu gibi içkimizi almaya gittik, ama bu sene tecrübeliyiz, yakalanmayız.  Akşama kadar güzel geçti, hava iyiydi, ama garip olan etrafta herkes yabancı, sürekli tanıdık birilerini görmüyosun. Akşam Kardeş Türküler vardı stadyumda. Öncesinde de tabiki devrim mumlarla DEVRİM yazılışı. Bu sene R harfindeydim. Kardeş Türkülerden daha sonra ayrıca bahsedicem.

Perşembe günü özel dersler dolayısıyla gidemedim, akşam Yeni Türkü vardı, aslında üşenmeyip gidebilirdim ama önceki günden bir hayli yorulmuşum. Zaten üşengeç bir adamım, yaşlandıkça daha çekilmez oluyorum sanırım. Ama cuma günü yine ordaydım. Cuma günü olması nedeniyle heralde daha çok mezun arkadaşı gördüm. Panayır sahnesinin önünde eğlendik, tepindik, dereyi atlayıp sahneye ulaştık Kingus çalarken. Evren Özgür dereye düştü, düşüşüne üzüldüm, ama geleneğin bozulmayışına da sevindim. Burdan önceki senelerde düşenlere selam olsun. Akşam da bedük diye bir grup vardı, elektronik müzik yapan türk grubu. Çalan herşey nerdeyse sample'dı, vokallerin de yarısı sample'dı. Müzik güzel gibiydi, ama kafalarda iyiydi. Ben bişi anlamadım bu işten.. 


1 yorum:

ovgu dedi ki...

daha sık yazsana rıfatcım??