Grevler ve halk ayaklanmaları aslında, polis cinayetinden bağımsız olarak bir kaç hafta önce planlaktaymış, nedeni hükümetin ekonomi politikaları ve halk düşmanı hareketleri. Gerçekten gıpta ederek izliyorum. Kendi ülkemle karşılaştırıyorum, ekonomik sorun deseniz belki bin beteri, halk düşmanlığı deseniz o daha da beteri. Geçen haftaki Uykusuz dergisinin başsayfasında ki güzel yazıda belirttiği gibi, polis hertürlü zorbalığı yapmakta bu ülkede, o yüzdendir ki polis üniforması giyen canilerce saçından sürüklenerek kaçırılan, tecavüz edilen kız karşısındakilerin polis olmadığını düşünmemiştir bile, çevresindekilerde müdahale

Ama nedeni halkın kendi ruhsuzluğu mudur, vurdumduymazlığı mıdır işte bu tartışılır. Kendimden örnek vermek gerekirse, bizler 80 dönemi baskısını yemiş, ezilmiş bir dönemi yaşamış insanların çocuklarıyız oyüzden bize herzaman sesimizi yükseltmemiz, sivrilmememiz, olağana ayak uydurmamız tembihlendi. Haksızlığa sesini çıkaran çok azdır benim çevremde, çünkü öyle yetiştmiştir pek çoğu.
Bitirmeden Yunanistanın bu farklı durumundan azıcık daha bahsetmek istiyorum. Dünyada sağ kanat küreselleşmenin etkisiyle yükselirken, yunan arkadaşlarımdan bildiğim kadarıyla sol Yunanistan'da hala kuvvetli. Her seçimde İşçi Partisi yüzde on oy mutlaka alıyor. Yaşlıların dediklerine göre, şuanki Yunanistan Avrupa Birliği'ne girdikten sonra yumuşamış. Eskiden hergün bir olay olur, halk en küçük haksızlıkta sokaklara dökülür, mitingler yaparmış. Hatta, Yunan orduları gemilerle İzmir'e çıkartma yaparken, gemideki birçok solcu asker, bizler emperyalizmin maşası oluyoruz, bu savaş bizim savaşımız değil diye bildiriler dağıttığı için gemilerden denize atılmış. Şuan iktidarda olan sağcı Karamanlis hükümeti deviricek bir hareket başladı, Karamanlis Avrupa Birliğinden yardım istemeyi düşünüyormuş. Umuyorum hükümet devrilir ve yakında seçim olur.